
Bahattin Yücel / “Bazı meslek kuruluşu yöneticileri ve Belediye Başkanları elele vermişcesine ; turizmi eskilerin deyimiyle “hamaset” ile kurtarmaya soyundular.”
Toplumları Dünyadan koparan, sonunda yükseltilen beklentilerin gerçekleşmeyişi yüzünden büyük düş kırıklıkları yaratan tehlikeli bir siyaset yöntemidir popülizm.
Son günlerde bizim sektörün bazı meslek kuruluşu yöneticileri ve bazı Belediye Başkanları elele vermişcesine ; turizmi eskilerin deyimiyle “hamaset” ile kurtarmaya soyundular.
Türkiye’de en fazla yatak kapasitesine sahip olan Antalya’nın Büyükşehir Belediye Başkanı, ziyaretçi gelmesini sağlamak amacıyla, önümüzdeki fuarlar döneminde Avrupa’nın tozunu atmaya hazırlanıyor.
Bu sektördeki yasayla kurulmuş tek meslek kuruluşu olan TÜRSAB’ın Başkanı ise daha uzun vadeli düşünmüş olmalı ki, önce AB Ülkelerine günü geldiğinde vize koymaktan, önümüzdeki sezonda her şeyin düzeleceğinden ve 2020 yılından önce 50 Milyon turistten 45 Milyar dolar döviz geliri elde edileceğinden söz ediyor.
Kuşkusuz başka popülist çıkışlar da olmuyor değil. Örneğin uçak bileti satışlarından alınan komisyonlarla geçimlerini sağlayan seyahat acentelerinin, uçak şirketleri tarafından dışlanmasına zamanında tavır almayışı nedeniyle TÜRSAB Yönetimini suçlayan, özellikle THY Yönetimini fedakarlığa çağıranlar var.
Girdileri dolar bazlı havacılık şirketlerinin hep birlikte yaşadıkları bu olumsuzluklarla dolu süreçte, soyut bir fedakarlık istemeyi, başlı başına tam bir haksız rekabet örneği oluşturan; 200 kişi ve üzeri koltuk kapasitesine sahip şirketlere % 50 fazla destek verilmesini gündeme getirmeye yeğliyorlar.
Mesleği turizmci olanların asla kabullenemeyecekleri bir takım kayırmacı düzenlemeler karşısında bu sessizliklerinin nedeni, bazı özel çıkarların baskın gelmesi midir?
Örneğin, yeni yayınlanan yönetmelikle SİT Alan tanımlarının değiştirilmesi sonucu, GÖKOVA gibi eşsiz doğal ve tarihsel bütünlüğün, basit rantlar uğruna gözden çıkarılmasına neden karşı çıkılmaz?